29 Mayıs 2009 Cuma

go-kart-ayrılış

Günün tüm stresini atabilmek ümidiyle arkadaşlarla,samandıra'da bulunan bir go-kart pistine yolculukla başladım stressiz olacağını düşünerek biten güne,herkesin bir derdi olduğunu öğrendim bu 1 saatlik kısa yolculukta,demek yolculuklarda insan biraz daha gerçek olabiliyor...Tüm hesabı ödemeye hazır olarak gittim çünkü her şeyi ben planladım,kaçmalayım düşüncülerimden...Yolda giderken bir başka arkadaşımın düşüncelerine takılacağımı ve en az onun kadar üzüleceğini nerden bilebilirdim...Ama en azından onu biraz teselli etmeye çalıştık...Her insan her saniye ve her şeyle imtihan ediliyor,bunun bilincine varabilmeyi ve idrak kabiliyetimizin bulutlar kadar yüksek olmasını ne çok isterdim...Ama bunun olmayacağını,olsa bile çok uzun zaman sonra olacağını ve bu uzun zaman diliminde bir çok acıdan,kederden,sıkıntıdan gececeğimi(zi) çok iyi biliyorum...

Ertesi gün sabah saatlerinden itibaren bulunduğum devlet kurumundan ayrılışımı yapabilmek için bir çok prosedürlerden geçtim...Bir çok kağıt imzalatmak zorunda kaldım...Daha önce adını bile duymadığım 2 nolu saymanlığı bulmak (1 nolu saymanlık ne işe yarar merak ediyorum halen) orda da iki mühür ve imzalar eşliğinde hayatımın %15'lik bir kısmını geçirdiğim,sarı duvarlarının beni artık iğrendirdiği binadan kendimi çekip aldım...Artık İ.şehrinde beni tutacak herhangi bir şey yok,arkadaşlarımdan ayrılmak üzücü...Gönlümün İstanbul'da kalması ise daha üzücü...Son kez arasam mı diye çok düşündüm onu,belki bir daha görme imkanım bile olmayacak,ama görme isteğime olumsuz cevap alacağımı düşündüğümden arama olayı ancak gözlerimin arkasında cereyan etti ve orda kaldı,kalmalıydı...Hafta sonu yeni işyerimin olduğu B.şehrine geçeceğim.Gittiğim yerde daha üst pozisyonda başlayacağım ayrıca şu an aldığım paranın 4 misli kazanacağım,bunlar beni değil ama arkadaşlarımı ziyadesiyle mutlu etmekte (İnsanın iyiliğini isteyen arkadaşların olması ne kadar güzel)...Bulunduğum işyerinde benim amirim konumun da bulununan kadından kurtulmam ve inşallah bir daha yüzünü görmemem ise şimdilik arzu boyutunda...Çünkü en yakın kongrede o itici yüzünü göreceğimi biliyorum...

Yarım gidiyor bir başka şehre,diğer yarımı bilmediğim bir şehirde tamamlamaya çalışacağım...Bir kısım zalimin gasp ettiği geleceğimi,yine kendim toparlamaya ve yüzümü yine eski mesut haline getirmeye uğraşacağım...Çünkü insandan çalınan her duygu ve sana verilen her tutulmayan söz insanın gelecek günlerde ki ışığını söndürüyor...Anı yaşamayı bende elbet öğreneceğim,yalnız kimsenin duygularına tecavüz etmeyerek,inatçı zorba olmayarak,yaratıcının istediği şekilde (çabalayacağım buna,elimden ne gelirse)...Evet işte bir erkek ancak içini kendisini tanımayan bir ortama dökebilir,bende bunu yapıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder